Merve Oflaz Gizem Hatipoğlu Nilay Cafer Aslıhan Güner BAŞLIK

11 Şubat 2015 Çarşamba

Türkiye Güzeli Tuğba Melis Türk

Cesaretin var mı aşka….
Her şey bir kahve ile başladı aslında…
Sade kahve…
Kimse şekerli istemdi masada…
Kısa sohbetler, kısa gülüşmeler, mesafeli duruşlar, cool haller….
Ta ki acaba siz “Dünya Güzellik” yarışmasına gittiniz mi sorumuza dek…
(yazar kardeşi Aslı’dan söz ediyor)
Tuğba Melis Hanım gayet cool bir şekil de evet Dünya 2. Si oldum dediğinde; Aslı sanırım sıcak mozerallalı tostu yerine dilini ısırıyor…

Yazar kardeşine dönüp kahkaha atıyor ve kapak olduk sanırım…
O dakika itibarı ile muhabbet sanki daha bir samimi oluyor, aradaki diyaloglara içten gülüşmeler. kikirdemeler ekleniyor…
Yarım saatlik buluşma 3 saat sürüyor…
Kızlar bir araya gelince ne konuşurlar…
Aşk, dizi, kitap, astroloji, oje ve trendler….
Bizde de gündem bu konular tabi ki… Derken diyor ki Melis Hanım; kızlar nasıl bir çekim yapsak?
Ahhh diyoruz bizde bunu düşünüyoruz ama bilemedik…
Bu sırada sohbetimiz çocukluğa gidiyor.
  • Diyoruz hep güzel miydiniz?
Anlatıyor Melis Hanım, ben sonradan güzel oldum… Hep tombik ve babaannesinin dolmaları ile büyüyen, inatçı, asi bir çocukluk geçirdim. Öyle güzel de olmadım hani, düşünün dayım bana yarmagül derdi.
  • Babaanne dolması derken? Sizde yapar mısınız?
İnanın hayatta yaptığım en güzel şey diyebilirim sizeJ Muhteşem sararım, bu konuda rekabete varımJ hep birlikte gülümsüyoruz:)
  • Mesela ben hatırlarım kendimi, çocukken Türkiye güzeli hayal ederdim J ama hayalle kaldı tabi, sizin hiç hayaliniz kurdunuz mu?
Melis hanım anlatıyor, asla hiç öyle Türkiye güzeli olayım gibi hayallerim olmadı benim. Ben aksine lise 2. sınıfa kadar kimyager falan olmayı düşündüm. Evet içimde bir sanat eğilimi vardı. Annem fark etmişti, iş eğitimi derslerini çok severdim…(gülümsüyor)
Sonra lisede sayısal okudum. Başarılı ancak inek bir öğrenci olmayacak kadar çalışkan, iyi bir öğrenciydim.
Sonrasında ise Ege kimya fakültesini kazandım…
Kazandım ama gitmedim…
İşte bu kısım aile trajedisiJ
Gülümsüyor…
Annem bizim kız okumayacak, bir altın bileziği (mesleği) olmayacak diye ağladığını daha dün gibi hatırlarım…
  • Neden gitmediniz üniversiteye? Bu kadar başarılı bir öğretim hayatı sonrası ne oldu?
Aslında olan bir şey yoktu. Ben tiyatroya asık oldum. Ben dedim oyuncu olacağım. Sanatla olacağım. Konservatuvar okuyacağım…
O zamanlar ailem zor kabul etseler de emeğimi ve azmimi görünce destek oldular. 2 yıl özel tiyatrolarda eğitimler aldım. Ardından tamda doğum günümde konservatuvara kabul edildiğim haberi mektup ile geldi evimize….
Hayalim gerçek olmuştu artık. Okuldayken birçok işlerde yer aldım. Birçok projede oyunculuk yaptım ama hepsi ara rollerdi tabi ki beni geliştiren, bana değer katan işlerdi öğrenciyken…
  • Peki güzellik yarışması nerede eklendi bu sürece? Hiç akılınızda yok dimi?
Nasıl olsunJ ben tombik, 40 beden giyen bir genç kız. 17 yaşındayım, kendimi öyle çok güzel bulmak gibi dertlerim yok… Ta ki artık yer aldığım projelerde daha iyi rolleri alman için; bir etiket olmalı ki ana rollerden alabilesin dendiğin de.
Dedim ben bir şeyler yapmalıyım. O aralar bir proje görüşmesi için ajansa gittim. Dediler çok şişko bu rol için olmaz. Uygun değilsin… Kafamdan kaynar sular döküldü… O saatten sonra dayımın yarma gül demesi bile bana dokunur olmuştu…
  • Siz ne yaptınız peki?
1 yıl azimle diyet, spor yaptım 16 kilo verdim ve inceldim.
  • Neler değişti hayatınızda?
Artık okulda her yerde fark ediliyordum. Beğeniyorlardı beni. Modellik teklifleri alıyor ve defilelerden çok güzel okul harçlıkları kazanıyordum.
Ama hala projelerde esas kız olmak için bir etiketim yoktu.
Dedim o zaman güzellik yarışmasına gideyim…
Katıldım…
Orası ayrı bir serüven…
Hiç öyle bir birincilik beklentim de yok; hoplayıp, zıplıyorum, eğleniyorum ben…
Veeeee adım açıklandı Best Model Türkiye Birincisi Tuğba Melis Türk…
O ana sok oldum…
  • Ne geçti aklınızdan?
Ay nasıl dursam simdi acaba diye düşündümJ gülümsüyoruz.
Ama babaannemin hayali benim hep tac giymemdi onun için kaldırdım o an tacımıJ Ailem çok mutlulardı…
Artık benim bir etiketim vardı. Ben Türkiye güzeli olmuştum…
  • Peki dünya 2. Güzeli süreci nasıl devam etti?
Orada inanılmaz gururluydum. Türkiye’de oldu yarışma ve ev sahipliği yaptık ve yine büyük bir sok adım anons edildi… Tuğba Melis Türk :)
Dedim ya bazen çok istersin ama olmaz kaderde yoktur… Ben bu yarışmaları ve dereceleri hayal etmedim, hiç aklımda yoktu… Hayat beni buna sürükledi ve iyi ki de oldu.
Hiç mi bunun egosuna kapılmadınız? Çünkü çok şirin, mütevazi bir genç bayan var karşımızda…
Hiç kapılmadım, benim için onur verici bir unvan. Ama sadece unvan. Aslında hak ettiği gibi taşınması gereken, sorumluluk gerektiren bir unvan. Dikkatli yasamak ve dikkatli davranmak zorundasınız.
Ben hala ailemle yasarım. Bu yarışmalar sonrası ailem tabi ki çok tedirgin oldular benim adıma. Birden tüm gözler bana dönünce, ister istemez daha hassas oldular.
Bu nedenle daha az özgür ve daha çok sorumluluk sahibi oldum.. (gülümsüyor)
  • Peki sizin hayaliniz neydi?
Bana küçükken bu soru sorulduğunda hep derkim ki; büyüyünce anne olacağımJ
Mesela instagramda herkes yani benim yaslarda ki kızlar moda kıyafetleri falan karıştırır dimi?
Ben ise; aile fotoğrafları, anneler, mutlu aile fotoğrafları beğeniyorum…(gülümsüyoruz)
Sohbetimiz böyle akarken farkında olmadan çekim yapacağımız konsepti bulmuştuk aslında…
Melis Hanımın gözlerine baktığınızda hissettiğiniz tek sey; bekleyen, özleyen, bir yerlerden biri gelecek ve onun için ruh eşi olacak… En sevdiği filmde ki gibi… Cesaretin var mı aska (love me ıf you dare) … Oradaki kızdı bizim sohbet ettiğimiz inatçı, gururlu, ayakları yere basan mağruru ve bir o kadarda gururlu…
Gerçek aşkı yakaladığında en ücra Anadolu kentinde yasabilecek, dolma yamaktan keyif alacak ,anne olacak genç kadın…
Güçlü kadın…
Onu öyle hayal ettik biz….
Bugün çekimlerde özellikle, filmde yer alan o genç kızın kutusunu kullanmadık. Çünkü bir gün o kutuyla bir yerlerden ruh eşinin çıkıp geleceğini ve fotoğraflardaki o boşluğu dolduracağını biliyoruz…
Bu duyularımızı karşılıklı paylaştığımızda, güzel, yeşil, iri gözleri buğulandı…
Ne kadar güzel anladınız beni filmi neden sevdiğimi dedi…
Aslında Melis Hanıma baktığınıza geçiyordu o duygu size. Biz sadece hissettik bunu ve yansıttık çekimlere.
Sizlerin de aynı duyguları hissetmenizi ümit eder, hiç izlemediyseniz “cesaretin var mı aska (love me ıf you dare)” filmini öneririz izleyin diye.
Her genç kız için yaptık bu röportajı aslında. Bazen sizi başkalarının seçecekleri konularda ısrarcı olmamak, fazla hayal kurmamak, kapılmamak gerek. Kader isterse oluyor. Melis Hanım Türkiye güzeli olmayı hayal etmedi. O sadece profesyonel bir oyuncu olmak, iyi projelerde yer almak istedi…
Hayat ona bu kapıları açtı.
Aslında onun hayali mutlu bir aile kurmak ve anne olmak…
Bu hayal de belki bugün bizi bu çekimde buluşturdu.
En sevdiği aşk filmini, film mizansenine uygun karelerle anılarına ekledi…
Belki de yarın, fotoğraf karelerimizde eksik olan o kutu ile ruh esi hayatında olacak…
Biz hissettik bu gün, o gün çok yakında olacak…
Hepinize okuduğunuz ve değer verdiğiniz için sonsuz teşekkürlerimizle…
Vaselila Kardeşler



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder