Merve Oflaz Gizem Hatipoğlu Nilay Cafer Aslıhan Güner BAŞLIK

26 Ocak 2015 Pazartesi

Nilay Cafer



Nilay Cafer ile Çok Özel;
Çok özel demek istiyorum bu röportaj için…
Kız kardeşim Aslı ile öyle özel bir isimle tanıştık ki..! Size anlatmak, konuştuklarımızı yazmak için kıpır kıpır yüreğimiz…
Porselen yüzlü bir bebek gibiydi karşımıza çıkan o özel isim Nilay Cafer…
İlk gördüğünüz anda insanın etkilenmemisi, dönüp bakmaması yada neresi güzel ki gibi kuruntulu cümler kurması mümkün olmayan biri o.
Tüm gün yaşadığımız ve gördüklerimizden yola çıkarak söyleyeceğimiz en özel söz; “içi de dışı gibi, dupduru ve sade” …
Neden mi?
–  Nilay Hanım bize kendinizden bahseder misiniz?
4 Kasım 1988 Samsun doğumluyum. 4 kardeşiz biz aslında. Aslında diyorum, biraz karışık diyelim. Samsunda büyüdüm, mükemmel bir ailem var. Kendi halinde yasayan, herşeyi çocuklarına adamış, özel bir adamın kızıyım ben. Şanslıyım yani :)
–  Nasıl geçti çocukluk yıllarınız? Hep prenses miydiniz? Böyle narin, böyle güzel:)
Çok yaramazdım ben annemin basına çok çorap örerdim. Bazen gazabından kurtulmak için, namaz kılmak numarası, su içme (hani su içene yılan bile dokunmaz) yapardım. Çok fenaydım çok. Hatta son yaramazlığımda İstiklal Marşını sölemeye başlamıştım, annem bu kez yutmamıştı numaramı. Saçlarımdan yakaladığını çok net hatırlıyorum. Canımdır annem çok çektirdim anneciğime. Kardeşim Mertcan ile dört yas var aramızda o doğduğunda girdiğim kıskançlık krizlerimi ve aileme yasattığım kabus hallerimi anlatsam roman olur:)
–  Kardeşiniz Mertcan doğumunu hatırlıyor musunuz? Nasıldı ilk karşılaşmanız?
Ben Samsun’da büyüdüm. Orada yasadığımız mahallede ve apartmanda prensestim. Herkes çok severdi beni. Her gün biri kahvaltıya misafir ederdi. Ta ki Mertcan bir gün gelinceye kadar. Kimse benimle ilgilenmez olmuştu, çok kıskanırdım onu…Hatta babam ilk mertcan doğup eve geldiğinde bana altın bir künye hediye ederek; bunu sana kardeşin getirdi, senin için özel seçmiş diyerek verdiğini hatırlıyorum. Künyeyi çok sevmeme rağmen, yere atmıştım istemiyorum işte diye… Çocukluk haller :) babamım sevgi benim için çok özeldir 3 kardeşim erkek ve ben babamın tek kızıyım:)
–  Annenizden almışsınız güzelliğinizi,  ilişkiniz nasıldı?
Herkesin annesi gibi benim annem de özeldir. Ne yazik ki annemi ben 13 yasımda kaybettim. Annem lenfoma hastasıydı ve tedavi görüyordu. Allah rahmet diliyorum, toprağı bol olsun annemin. Erken yasta kaybettim. Mertcan bana emanetti. O da 9 yasındaydı annemi kaybettiğimizde. Babam baktı büyüttü bizi.  Daha sonra babam Isıl ablamla evlendi. Isıl ablam bizim için sanştı, çok güzeldir ilişkimiz onunla.
–  Annenizin vefatı babanızın yeniden evlenmesi bunlar kolay olmamıştır sizin için elbette. Sizi en çok zorlayan ne oldu?
Biz annemi kaybettikten sonra ister istemez, daha içe kapanıktık Mertcan ile pek hissettirmezdik düşündüklerimizi. Sesiz sakindik, derler ya içine atıyor, hep biz içimize atardık diye bakılan sessiz çocuklardık işte. Isıl ablamın bir evladı vardı ilk evliliğinden. Kürsat kardeşim, 5 yasındaydı henüz. Isıl ablamın özverisi ve babamın emeği ile aile olduk bütünleştik.
–  Peki ya son kardeşsiniz Efe dimi o ne zaman katıldı aileye?
Bu benim ergenlik yıllarımın en önemli sorunudur aslında :)
(gülümsüyoruz)
Ben 18 yasında çılgın genç kız; “Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi’nde” okuyorum. Bir sabah Isıl ablam ve babamdan sok haber… Işıl abla hamile..!
Dedim olamaz! Ben 18 yasındayım; evlensem, çocuk yapsam baba, dede olacaksın neredeyse. Bu haksızlık, neyinize yetmiyor üç çocuk olmaz diye çok kızdım. Nasıl söylerdim arkadaşlarıma, benim kardeşim olacak…
Nedendir bilemedim utandım :)
Baya evde trip attım, ergen bunalımı yaptım…
Tabi bu arada aylar dolu ve birgün okuldan geldim, kapıyı çaldım kimse yok açan. Oysa ki; Işıl ablam hep acar kapıyı. Anahtarımla girdim içeri, mutfakta masa dağılmış, sandalye yere düşmüş, yerlerde pembemsi sular…
Ay dedim imdat!
Hemen babamı aradım; babam dedi hastanedeyiz. Erken doğum!
Nasıl ulaştım hastaneye anlatamam, garip bir gülümseme vardı yüzümde… Heyecandan titiriyordum. Sanki ben değildim aylardır trip atan, naz yapan genç kız.
Babama kostum; nerede görmek istiyorum bebeğimizi. Babam dedi ki; küvez de, erken doğum .
Görmek istiyorum dediğimde beni küvezlerin olduğu yere getirdi babam. Sence hangisi bizim dedi bana?
O an o kadar kalbimde hissetim ki Efe’yi, tüm bebekler yatarken biri vardı kıpır kıpır, eli kolu durmayan. Dedim babacım bu bizim Efe’miz. Efe ile o günden sonra hiç sorunum olmadı aksine bildiğiniz loğusaya bağlayım olayı, kafama taçlar takıp okula gitmeyip ben baktım Efe’ye. Isıl ablama verirdim emzirirdi sonra ben bakardım ona. O benim canımdır.
–  Peki ya oyunculuk nasıl başladı hayatınızda?
Liseyi bitirdikten sonra  “Resim Öğretmenliği’ ni kazandım. Bu sırada; eğlenelim, vakit geçirelim diyerek arkadaslaımızla tiyatroya, yüzmeye, müzik kurslarına başladık. Tamamen eğlenmek, birlikte güzel vakit geçirmek için.
Bir gün tiyatrodayız oyunumuza çalışıyoruz.
Hocamız geldi Nilay ve Kadir buraya gelin lütfen; sizinle tanışmak isteyenler var. Gittik hocamızın yanına. Üç kişi ile sohbette o an kendisi.
Bu kişiler dedi; “Parmaklıklar Ardında” dizisinden geliyorlar, 2-3 bölüm için sizle çalışmak istiyorlar dedi hocamız. Ben şoktayım o an. Çünkü diziyi her hafta hiç kaçırmada izliyorum. Dedim olmaz. Hocam dedi ki; Fikret Kuskan ‘la diyaloglu sahnen olacak bu fırsat senin için. Sen yeteneklisin, gitmen gerek dedi bana. Ben bu kez bir de Fikret Kuskan adını duyunca iyice fean oldum kalbim duracak . Dedim olmaz gelemem ben. Çünkü nasıl heyecan yaptım, dedim olamaz mümkün değil:) Tiyatro hocam yüreklendirdi beni, yapabilirsin, ben sana güveniyorum gitmen gerek.
Dizi ekibinden gelenler de biz sizin yarın sabah için otobüs biletlerinizi alıyoruz. Samsun Sinop arası 1,5 saat bekliyoruz. Sabah ilk çekim sizin dediler gittiler.
Ben nasıl kötüyüm?
İlk çekim Fikret Kuskan ve yarın sabah….O gece uyuyamadım..:)
–  Nasıldı ilk set günü? Neler yasadınız peki?
Ben tabi saçlarıma maşalar yaptım, süslendim püslendim, full makyaj, ayağımda topuklular birde kirpik taktırdımı gittim sete. Set ortamları çok zordur herkes çok yoğun ve zor iklim sartlarında çalıştığı için, bitkin olurlar. Ben bunca bitkin ve yorgun insanın içine süslü püslü girdim. Herkesin gözü üzerimde, nereden çıktım gibi. Nasıl rahatszı oldum:)
Beni hemen kostum odasına aldılar dediler kostumunu giy. Ay dedim ben bunları giymem bunlar ne böyle.
Bana giy dedikleri sey bildiğin bana 5 beden büyük gardiyan kıyafeti. Aralarında da konuşuyorlar saclarıda masa ne yapacağız. Toplatalım falan diyorlar. Ben giydim o kıyafeti ama içine benden 3 tane daha girer. Hemen kostüm ekibi üzerime göre iğneyle ayarladılar kıyafeti. Ben ayna derdindeyim o anda nasıl oldum acaba diye. Bildiğiniz kabus gibiyim:) gözlerim doldu nasıl mutsuzum anlatamam… Dokunsalar ağlayacağım.
O anda biri geldi ne dese beğenir siniz? Kirpikleri çok uzun öyle gardiyan olmaz onları kesin..
Allah’ım dedim ben gidiyorum o an… Ben gidiyorum diyemeden kirpiklerim kesildi. Bildiğiniz süpürge gibi oldular. Ben artık özgüven olarak yerlerdeyim.
O sırada biri geldi ve  dedi ki; iki sayfa metin verip elime bunu ezberle 30dk sonra çekim sırası sende. Benim kalbim duracak, okuyamıyorum bile….
Bu sırada; Fikret Kuskan’ ın sesi geliyor içeriden, çekimle ilgili rejiye kızıyor, bağırıyor ben artık dayanamadım. Başladım ağlamaya, nasıl ağlıyorum ama artık o gözlerim; süpürge kirpiklerimin yanında oldu mu kıpkırmızı…
ve dediler çekim sırası sizde. Ezber yaptınız mı? Dedim ki evet….(ama yapmamıştım)
–  İlk karşılaşmamız Fikret Kuskan ile nasıldı o an? Neler hissettiniz?
Heyecandan iç organlarım bile titriyordu artık size nasıl anlatmalıyım bilemiyorum ama mübağlag edebileceğim hiçbir kelime yetmez:)
Ben tirtirtitrerken tabi çekemedik.
Fikret bey müdahale etti, Durdun!
Bana otur dedi. İlk kez mi çekim yapılıyor sizinle? Evet dedim.
Herkese döndü çıkın dışarı, herkes çıksın 10 dakika ara.
Benim karşıma oturdu, ellerimi tuttu dedi sakin ol önce, simdi birlikte prova edelim. Ben okudum o okudu. Üzerinden geçtik, biraz daha sakindim ve özgüvenim yerine geldi.
Öylece ilk sahneyi çektik..
–  3 bölüm için anlaştığınız Parmaklıklar Ardında 2,5 sezon rol aldınız? Bu nasıl oldu?
Benim 3 bölüm anlaşmam biterken haber geldi. Yapımcı ve senartist devam etmeli Nilay cafer dediler. Ben öylece Sinop’ta 2,5 sezon çalıştım. Hayatımın okulu oldu bu dizi ve çok güzel dostluklar edindim.
–  Sonra birçok projelerde yer aldınız? Hiç ara vermediniz dimi?
Sonrasında Samsun’dan gidip gelerek “Unutulmaz” dizinde rol aldım baktım olmuyor. İstanbula tasındım. “Unutulmazdan” sonra, “Fatma Gül’ün Sucu Ne”, “Araf Zamanı”, “Her sey yolunda merkez”, “Aşktan kaçılmaz” diziler geldi… İlk sinema filmim ise “Yunus Emre Aşkın Sesi’ nde” rol adım. Devrim Evin ile baş rolleri paylaştık. Bu projede çok kıymetli ve değerli  oyuncu ustalarımla çalışma fırsatı buldum. Projede bana yer veren Sayın Kürsad Kızbaz’a tekrar teşekkürlerimi sunarım.
–  Bu kadar genç yaşta aralıksız iyi projelerde yer almak sizin için çok büyük başarı. Bunu neye borçlusunuz?
Çok hırslarım yoktur benim, sadece iyi niyetli olursanız ve işinizi iyi yaparsanız Allah’ta karşnıza iyi insanları çıkarır biliyorum ve öyle inanıyorum. Bu nedenle elimden gelenin en iyisini yapıp gerisini Allah’a bırakıyorum. Allah razı olsun hep iyi insalar çıktı karşıma.
–  Sosyal Medyada ve basında gördüğümüz kadarıyla sizin gibi genç dizi oyuncusu ile birçok yakın arkadasınız hatta dostluklarınız var. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Sizin iş yağtıınız cevrede ender rastlanan paylaşımlar bunlar.? Mesela; Aslıhan Güner Kılıç ile olan dostluğunuza gıbta ediliyor?
Çok haklısınız… Bizim piyasada dostluklar zor ama Aslıhan özellike en sevdiğim dostlarımdandır. Aslıhan Güner Kılıc “Her sey Yolunda Merkezde” rol aldığında bende altıncı bölümde kadroya dahil oldum ve öyle tanıştık. İlk günler aramızda sanki soğuk rüzgarlar esiyordu. Sonra bir gün oturduk karşılıklı ve dedik ki aynı dizi için aynı işi yapıyoruz önce bizim ilişkimiz iyi olmalı. Sohbetimiz sırasında  Aslıhan’ın babasının tedavisi süren kanser hastalığını ve ailece zor günler yasadığını söylediğinde dağıdım. Seni çok iyi anlıyorum dedim çünkü bende annemi küçük yaşta kanserden kaybetmiştim. Biz o gün birbirimize tutunduk. Kaderlerimizde ortaklıklar vardır ve birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Aramızda ki ilişkimiz ve paylaşımlarımız ömürlük bizim. Allah herkesin ailesine, sevdikerline sağlık sıhat versin. Hayat en önemlsi bu!
  –  Yeni projeleriniz var mı hayranlarınızla paylaşmak istediğiniz?
Bir proje için anlaşmak üzereyiz yakında açıklayacağız.
Ama mutlu bir haber söyle paylaşabilirim. İnstagram sayfamda; haftalık makyaj videoları paylaşacağım. Çok soruyorlar ve çok istek alıyorum bu konuda. Kendim uygulamalı, hangi ürün nasıl uygulanır gibi, kolayca güzelleşilebilecek tüyolar paylaşacağım. Kendi makyajını ve sacını yapan biri olarak çok soru alıyorum bu konuda bende küçük öneriler ile karşınızda olacağım.
Nilay  hanım; tekrar ayırdığınız zaman ve emek için sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Sizi tanımaktan dolayı çok mutluyuz.
Vaselila Kardeşler

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder